Tefekkür yolculuğumuzda “Namaz”
Tefekkür yolculuğumuzda “Namaz”
Dördüncü Söz ve “zamanlamasındaki hikmeti” anlatan Dokuzuncu Söz ekseninde bu kutsi vazifeyi inceleyelim.
1. Dördüncü Söz: 24 Altın ve Ebedi Bilet
Bediüzzaman Hazretleri, Dördüncü Söz’de namazın insan hayatındaki yerini harika bir “temsil” (hikâye) ile anlatır.
* Temsil: Bir padişah, iki hizmetkarına 24’er altın verir ve onları uzak bir çiftliğe gönderir. “Bu parayla yol masrafı yapın ve bilet alın” der. Birinci adam, parayı eğlenceye harcar, istasyona eli boş gider. İkinci adam ise o 24 altının sadece bir tanesini bilete ayırır, kalanıyla dünyevi işlerini görür ve kârlı çıkar.
* Hakikat:
* 24 Altın: Bize her gün verilen 24 saatlik ömür sermayesidir.
* 1 Altın: Beş vakit namaz, abdestle beraber toplamda sadece bir saat tutar.
* Mantık: İnsan, dünyevi hayatı için 23 saatini harcarken, ebedi hayatı (sonsuz cenneti) kazanmak için 1 saatini (namazı) vermezse, ne kadar büyük bir zarar ve akılsızlık etmiş olur!
> Zira:
> Hâlbuki namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem namaz kılanın diğer mubah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surette bütün sermaye-i ömrünü, âhirete mal edebilir. Fâni ömrünü, bir cihette bakileştirir.
2. Dokuzuncu Söz: Zamanın Çarkları ve İnsan
Namaz vakitleri rastgele seçilmemiştir. Dokuzuncu Söz’de isbat edildiği üzere; her bir vakit, kâinattaki büyük bir devrim anına ve insan ömründeki bir döneme işaret eder. Namaz, bu değişimler karşısında insanın Rabbine sığınmasıdır.
a. Sabah (Fecir) Vakti: Doğuş ve Bahar
* Âfâkî Karşılığı: Bahar mevsiminin başı, dünyanın altı gün yaratılışının ilk günü.
* Enfüsî Karşılığı: İnsanın ana rahmine düşüşü ve doğumu.
* Hikmet: Nasıl ki sabahleyin uyanan insan yeni bir güne başlar; doğumla dünyaya gelen insan da aciz ve zayıftır. O an, “Ya Rabbi, bu yeni günde ve hayatta beni yalnız bırakma” diyerek Dergâh-ı İlahiyeye iltica vaktidir.
b. Öğle (Zuhr) Vakti: Gençlik ve Yaz
* Âfâkî Karşılığı: Yaz mevsiminin ortası, gençlik çağı.
* Enfüsî Karşılığı: İnsanın en güçlü, en meşgul olduğu, dünya işlerinin en yoğun olduğu an.
* Hikmet: İnsan bu vakitte gaflete düşmeye en yatkındır. Güçlüdür, kendini “müstakni” (ihtiyaçsız) sanabilir. Öğle namazı, “İşleri bıraktım, asıl Rezzâk Sensin, benim gücüm geçicidir” diyerek o gaflet uykusundan silkinme vaktidir.
c. İkindi (Asr) Vakti: İhtiyarlık ve Güz
* Âfâkî Karşılığı: Güz mevsimi (sonbahar), ahir zaman, güneşin batmaya yüz tutması.
* Enfüsî Karşılığı: İnsanın ihtiyarlık dönemi.
* Hikmet: Güneşin rengi solmuş, gün bitmektedir. İnsan anlar ki dünya misafirhanesinden ayrılık yakındır. Her şey ona “Elveda” demektedir. İşte o hüzünlü vakitte insan, Bâki (Ölümsüz) bir sevgili arar ve ikindi namazıyla O’nun kapısını çalar.
d. Akşam (Mağrib) Vakti: Ölüm ve Kış
* Âfâkî Karşılığı: Kış mevsiminin başı, güneşin batışı.
* Enfüsî Karşılığı: İnsanın vefatı.
* Hikmet: Güneş batar, dünya karanlığa gömülür. Dostlar ayrılır. İnsan o acıklı manzarada, “Ben batmayan, sönmeyen bir Mabud istiyorum” (La uhibbu’l-âfilîn) diyerek Akşam namazına durur.
e. Yatsı (İşa) Vakti: Kabir ve Berzah
* Âfâkî Karşılığı: Karanlığın her şeyi örttüğü, hayat izlerinin silindiği an.
* Enfüsî Karşılığı: Kabrin karanlığı ve unutulmuşluk.
* Hikmet: Herkes uykuya (küçük ölüme) dalar. İnsan yapayalnızdır. İşte o mutlak yalnızlıkta, “Karanlıkları aydınlatan, kabirde bana arkadaş olacak olan Sensin” diyerek Yatsı namazı kılınır.
3. Namaz Kılanın Aydınlanan Dünyası
İman ve namaz bir bakış açısıdır.
* Namazsız Gözle: Kâinat karanlık, ölüm bir hiçlik, geçmiş ve gelecek dehşetli birer canavardır. İnsan bu karanlıkta titreyen bir yetimdir.
* Namazlı Gözle: Namaz kılan insan, her “Allahu Ekber” dediğinde dünyayı arkasına atar. Bilir ki; şu dönen dünya, batan güneş ve solan yapraklar sahipsiz değildir. Namazı, onun kabrini aydınlatacak bir kandil, sırat köprüsünde bir bilet olur. Dünyası nurlanır.
> Öyle ki:
> Demek namaz kılanın dünyası, o namazın nuruyla aydınlanır; kâinat, manasız ve abes olmaktan çıkar. O vakit insan anlar ki; bu misafirhanede başıboş değiliz, bir Hakîm-i Zülcelal’in misafirleriyiz.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
13/11/2025
![]()

